Ermenistan'dan Yükselen Çığlık

Qnarik Alaverdiyan, 'Ermenistan yaşlılar ve kadınlar ülkesi olmaya doğru hızla ilerliyor. 2015 ten beklentileri azalan Ermeni halkı yavaş yavaş ülkeyi terk ediyor.'

AFKASSAM Erivan Ofisi'nden Qnarik Alaverdiyan, Ermeni diasporası Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için dünya çapında kumpaslar kurduğu bir dönemde, Ermenistan'daki Ermenilerin içinde bulunduğu zor koşulları ortaya koyan bir analiz yaptı. İşte Alaverdiyan'ın o çarpıcı analizi: 

Kim Kardaşyan'ın bir proje olarak tasarlanan Ermenistan ziyareti devam ederken biraz da Ermenistan gerçeklerine bakalım. Aşağıda okuyacağınız yazı bir Ermeni kız yazdı. Bizim yorumumuz bir sonraki yazdı olacak.

"Ermenistan yaşlılar ve kadınlar ülkesi olmaya doğru hızla ilerliyor. 2015ten beklentileri azalan Ermeni halkı yavaş yavaş ülkeyi terk ediyor. Erkekler çalışmak için yurtdışına giderken ülkede kalan kadın ve çocuklar umutsuz bekleyişlerini sürdürürken ilk fırsatta Ermenistan'da kalan yakınlarını yanına almaya çalışan erkekler yalnızca aileleri için çalışmaktalar. Azerbaycan'ın uyguladığı Karabağ politikası bir tek Azerbaycan'ı değil Ermenistan'ı da etkilemektedir. Geçen aylarda Azerbaycan için Karabağ'da savaşan bir askerin kendini yakması Azerbaycan'ın Karabağ politikalarının Azerbaycan'ı ne kadar etkilediğinin anlaşılması bakımından son derece çarpıcı bir örnekti.

Azerbaycan iktidarı Karabağ'ı gerekçe göstererek ne kadar kuvvetleniyorsa halkı da o derece iktidardan kopuyor fakirleşiyor ve açlık sınırlarında yaşamaya alışmaya çalışıyordu. Aynı şekilde Karabağ Ermenistan'ın da baş belası olmaya devam ediyor. Ülke yaşanamaz, halkı açlık sınırlarında ve ilk fırsatta ülkeyi terk etmeye doğru itiyor . Ermeni halkı için uğruna savaştığı Karabağ şimdi onu açlıkla karşı karşıya bırakıyor. İşte bu durum artık Ermenistan devlet yetkilileri tarafından da dolaylı bile olsa dile getirilmeye başlandı.

Ermenistan'ın ikinci Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan, Ermenistan'da nüfusun toplu göçünün gözlemlendiğini, yeni dairelerin olası alıcıların ülkeden gittiğini, gayrimenkul piyasasında talebin düştüğünü ifade ediyor her bir fırsatta. Yani Ermeni halkı elinde avucunda ne varsa satıp bir an önce ülkemizi Ermenistanımızı terketmeye başlamıştır. Gayrimenkul piyasasında talep ve fiyatların düşmesinin inşaat yatırımlarında düşüşe neden olduğunu ifade eden Koçaryan, araştırmalara göre, Ermenistan nüfusunun yüzde 40'ının ilk fırsatta ülkeden gitmeyi düşündüğünü kaydetti.

Bu tespiti yaparken Koçaryan çareyi gösterememektedir. Ve sanki kendisinin bunda payı yokmuş gibi Koçaryan şöyle konuştu: "Ülkeden gitmeyi düşünen bir insan, kaçtığı ülke veya şehirden gayrimenkul almak istemez. Aynı durum gayrimenkul sektöründe girişimcilik için de söz konusudur.

İşte, inşaat hacminin gittikçe gerilemesinin nedenleri. Bunun sorumlusu önceki hükümet değil ve herhalde uzaylılar hiç değil, krizin de bununla ilgisi yok. Yani sorumluluktan kaçmak olanaksızdır. Eğer Başbakan bunu anlamıyorsa, entelektüel olarak değerde etmiş. Şayet anlıyor, ama yalan söylüyor ve olanları benim ve Markaryan'ın üzerine atarak durumu kurtarmaya çalışıyorsa manen degrade etmiştir. Muhtemelen burada her iki olasılık söz konusudur. Her bir durumda, zarar verici Başbakan, ülke için fazlasıyla lükstür." diyerek kendi sorumluluğunu görmemezlikten gelmektedir.

Oysa Ermeni halkının fakirliğinin birinci sebebi Koçaryan'ın Karabağ aşkıdır. Karabağ Ermeni halkımızın milliyetçi duyguları kullanılarak elde etiğimiz bir topraktır ama o toprak şimdi halkımızı sevdiği vatanından kaçmasına sebep olmaktadır. Karabağ bizim için vazgeçilmezdir ama Karabağ'ı savunacak halk olmadıktan sonra Karabağ'ın bizim için bir anlamı kalmamaktadır. Ermeni halkı olarak biz Karabağ'ı elde tutalım derken Ermenistan'ımızı kaybedeceğiz öyle anlaşılmaktadır. Yapılacak iş sanırım Ermenistan haritadan silinmeden Karabağ konusunda Azerbaycan'ı ikna edip normalleşmenin yolları aranmalıdır. Normalleşme Ermenistan için tek çıkar yoldur.

Azerbaycan için söylenecek çok şey var ama öncelikle Ermenistan'ı Ermeni halkının yaşayabildiği bir devlet yapmak sanırım yöneticilerimizin görevidir. Rusların dediği gibi Ermenisiz Ermenistan neredeyse gerçekleşecektir. Biz 2015te bir ciddi beklentiler içerindeyken sanırım Ermenistan Ermenisiz kalacak ve gidebileceğimiz tek ülke Türkiye olacak. Şimdi geriye dönüp baktığımızda Soykırım bizim vazgeçilmezimiz, Karabağ bizim zafer naraları attığımız vatan parçası, tama da karnımız aç, ve iddialaştığımız kavgalaştığımız Türkiye'nin eline kaldık. Sizce bunda bir terslik yok mu?

Hem Türkiye'ye söveceğiz ve hem de Türkiye'den yardım bekleyeceğiz. Siz Türkiye olsanız ne yapardınız? Benim ailem Koçaryanın Sarkisyan'ın politik öngörüsüzlük ve hayalperest uygulamaları yüzünden dağıldı, babam Moskova'da anam evde için için ağlıyor, erkek kardeşim İstanbul'da ucuz işçi, kız kardeşim Dubai'de ne yaptığı belli değil. Ben Erivan'da perişanım. Bu mu yaşanabilir Ermenistan.

Ben artık 24 Nisan'ın kimliğimizin bir parçası olmasından rahatsızım, insanca yaşamak istiyorum, Karabağ'ın bekçisi olmaktan yoruldum, Rusya beklesin artık Karabağ'ı. Parçalanan ailemi istemek suçsa ben suçluyum ve artık bitsin bu 24 Nisan sömürüsü, artık ölülerimizi gömelim yasımızı bitirelim. Türkiye'den toprak ve tazminat beklerken ekmek bekler hale gelmek ne büyük bir hazin sondur."

 

Bakmadan Geçme