Dünyamız, Çevre ve Vangölü

Yunus Türkoğlu yazdı...

Dünyamızın uzaydan görünüşü ne kadar muazzam ve olağanüstüdür. Masmavi denizler ve göller Vangölü’de buna dâhildir, NASA’nın görüntülediği fotoğraflar harikadır. Sana birincilik yakışır, hep öyle kal! Koyu lacivert okyanuslar, bembeyaz kutup bölgeleri, buzullar, çöller, zümrüt yeşili ormanlar, kıvrım kıvrım ırmaklar ve kümelenmiş bulutlar. Hayatın olduğu tek gezegen muhteşem surette yaratılmış dünyamızdır. Kocaman bir gezegen olan dünyamız güneşin etrafında yol alıyor. Günler, haftalar, aylar ve mevsimler geçip gidiyor. Fakat gezegenimizin güneş etrafındaki seyahati bitip tükenmiyor. Bu seyahatin bitmesi kıyamet demektir. Her sabah güneş ufuktan yeniden doğuyor ve bu bize yeni umutlar, yeni heyecanlar veriyor. Akşam ise yine kayboluyor. Her gün doğan ve ölen insanlar oluyor.

Bu kanun-i İlahi diğer canlılar içinde geçerlidir. Her gün karada ve denizlerde milyonlarca canlı yaratılıyor ve ölüyorlar. Bu değişime rağmen yeryüzünde binlerce yıldır hassas dengenin devam ettiğini görüyoruz. Koyun, sığır, develerin vs. kesilmediğini ve balıkların bıraktığı yumurtaların da hepsi balığa dönüşseydi ne olacaktı? Çok uzun olmayan bir zamanda yeryüzü koyun, deve, inek ile denizler, göller balıklarla dolacak, sonrasında ölecekler ve çoğu çürüyecek etrafa zararlı gazlar yayacaktı.

Tabiatın bir özelliği de kendi kendini temizlemesidir. Bahar gelince milyonlarca bitki yeniden yeşeriyor. Yeşeren bitkiler sonbaharda yapraklarını döküyor. Milyonlarca yıldır bu hadise cereyan etmesine rağmen yeryüzünde bir yığılma olmuyor. İnsanın kullanıp attığı otomobil lastiklerinden, buzdolabı, fırın, plastik poşet ve pet şişelerden dağlar oluşuyor. Tabii olan artıklar bazen bir tarafta birikse bile çabucak temizlendiğini görüyorsunuz. Yeryüzünde insan elinin değmediği yerler temiz, insanın bulaştığı yerler ise süratle kirleniyor. Vangölü havzasında insan nüfusu artıkça göl ve çevresinde kirlenme arttı ve artıyor.

“Son elli yılda hayat, geçen bin yıldan daha çok değişti!”

Sahilin belli kesimlerinde dip temizliği yapılmaktadır. Asıl temizliğin yapılması gereken kısımlar daha ileri ve derin olan sahil şerididir. Buda oldukça zor gözüküyor. Vangölü’ne son 40 yıldır boşaltılan organik ve toksin maddeler oldukça fazladır. Sanayi atıkları ve kanalizasyon sularının Vangölü’ne karışması tertemiz olan suyun özelliği ve kalitesini büyük ölçüde yok ediyor. Suyun kalitesi, rengi, kokusu canlı hayatı olumsuz yönde etkiliyor! Dolayısıyla canlı türü, sayısı ve Van balığının sağlıklı olma yönü giderek azalıyor… 

Göle boşaltılan kanalizasyon sularının oldukça fazla olması halinde, sudaki oksijen oranı azalmakta ve bunun neticesinde bakteriler ölmektedir. Buna bağlı olarak kendi kendine temizleme olmamakta ve su kirlenmektedir. Burada arıtma tesislerinin önemi artmakta ve temiz bir Vangölü için hayati önem arz etmektedir!.. 

İskele ve Fidanlık gibi bazı noktalarda kirlilik çok fazla yoğunlaşmış vaziyettedir. İskele’den suya karışan atıkların Fidanlık, kısmen Edremit, 100.Yıl Üniversitesi Merkez Kampüsü ve kısmen Molla Kasım suyunun dip kısımlarında çökelti oluşmuştur. Van merkezde arıtma tesisi tam kapasite ile çalışıyor olabilir. Her geçen gün hızla nüfusları artan Vangölü’ne kıyısı olan ilçelerin arıtma tesisleri ne durumda acaba? Diye sormak istiyorum…

Bakanlığımız, Van Valiliği ve Büyük Şehir Belediyesi’nin çalışmaları takdire şayandır. Fakat yıllar öncesinin ihmali ve vurdumduymazlığı var. En iyi temizlik kirletmemektir. Vangölü ve çevresinin temiz tutulması konusu bilgilendirme ve bilinçlendirme olarak ele alınmalıdır. Bu konuda belediyelerimizin çalışma başlatması yerinde olacaktır kanısındayım. Önceki yazılarımda değinmiştim, arada bu konuyu gündeme getirmeye gayret ediyorum. Vangölü’nün kirlenmesi bizleri son derece üzüyor. Ayrıca sularının çekilmesi de başka bir hikâyedir. Nasip olursa ileride bu konuya da değiniriz!

Vangölü diyor ki;

“Asırlardır kıyımda gezindiniz, yediniz, içtiniz piknik yaptınız. Tertemiz suyumda yüzdünüz, gemilerle yolculuk ettiniz. Çamaşır ve yünlerinizi yıkadınız. Rabbimin nimeti olan Van balığını afiyetle yediniz. Dost olarak kalalım diyorsanız beni kirletmeyin. Kirlenirsem ilk önce rengim bozulur, siz bana yakın olmazsınız! Sonrada kokum kötüleşir ben sizi yakınıma yaklaştırmam. Karar sizin, iyi düşünün kararınızı öyle verin!

Sözlerimi dikkate alın; beni düşünün, koruyun, kirletmeyin, sevin, israf etmeyin, tüketmeyinki siz ve gelecek nesiller için tertemiz göl olma vasfımı koruyabileyim...

 Bir Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır;

“Allah güzeldir ve güzel olan her şeyi sever, O, cömerttir, cömertliği sever ve temizdir, temizliği sever.”

Vangölü Kirlenmesin!

Hoşça kalınız…

 

Bakmadan Geçme