Dünya emekçileri aç ve açıkta kalacaklar…

Değerli okurlarım, bundan önceki yazımda, İslami Ekonomik Sistem 'dünyadaki tüm çalışanların, emekçilerin, ücretlilerin ve dar gelirlilerin tek kurtuluş reçetesidir' demiştim.

Bu meseleyi bir yazı ile bir kitap ile anlatabilme imkanına sahip değiliz.

Konu ile ilgili genel bilgiler ile birlikte belli başlı kodlar verebiliriz.

Örneğin; helal, haram; günah, sevap; doğru, yanlış vb. Kuran’da belirtilmiştir.

İslam özünde bir dünya sistemidir.

Ben bu sistemle ilgili görüşlerimi saklı tutarak İslam’ı Ekonomik Sistemin gündeme gelmesi için bir çalışma yapmayı planlamaktayım.

Devrimci bir adamım.

Arkadaşlarımın eleştirilerine muhatap oluyorum.

Bana, bu İslam’ı anlayış nereden çıktı, diyorlar.

Ben de, Nazım Hikmet'in, çok güzel bir şiiri ile cevap veriyorum.

“Yok edin insanın insana kulluğunu.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine"

İnsan için, İslam bundan daha farklı bir şey istemiyor.

Yalnız Allah’a kul olunur.

Yalnız ona secde edilir.

Kimsenin kimseden üstünlüğünü kabul etmez.

Tüm insanları eşit görür.

"Komşusu aç, kendisi tok yatıyorsa, o bizden değildir" diyen yüce bir dinin adıdır, İslam…

Ben, maneviyata önem veren bir devrimciyim.

Hatırlıyorum da; rahmetli Erbakan Hoca, Kapitalist sistemin zalim bir sistem olduğunu her seferde dile getirmiş önemli bir siyasi liderdir.

İslami ekonomik sistemin oluşması için büyük çabalar harcamıştır.

Kimse bu zatı ciddiye almamış, “hoca yine yükseklerden uçuyor” diyenlerin içinde ben de vardım.

Ülkemiz yetmiş sente muhtaçken, toplu iğne dahi üretemeyen bir durumda iken, Hoca; Motor üretelim, fabrikalar kuralım, ağır sanayi hamlesi başlatalım” gibi özlemlerini seslendiriyordu.

Hoca, Başbakan olmuştu.

Emperyalizme baş kaldırıyordu.

Ülkemi, ben dilediğim gibi yönetirim diyordu.

25 Ağustos 1996 yılında İslam ülkelerine bir gezi planladı.

İlk olarak İran’dan başlayacaktı.

Bu geziye başta ABD ve yerli uşakları karşı çıktılar.

Hoca hiç kimseyi dinlemedi.

Planladığı gibi gezisine başladı.

Bu çok onurlu bir duruştu.

Yani ben sizin eyalet valiniz değilim, T.C. Devleti’nin başbakanıyım, dedi.

Bunun üzerine ben bir tebrik telgrafı gönderdim.

Telgrafım Akit gazetesinin 25 Ağostos 1996 tarihli sayısında yayınlandı.

Mesajım aynen şöyleydi:

"Hür basın birliği genel sekreteri İdris Ortakaya, Başbakan Necmettin Erbakan'a bir mesaj göndererek, ABD ve işbirlikçilerinin, bazı basın yayın organlarının, sözde aydınların, demokrat geçinen bazı yazarların, çeşitli siyasi parti yöneticilerinin baskılarına boyun eğmeden, doğru bildiğiniz kararı uygulayarak İran gezisini yapmış olmanızla vermiş olduğunuz onurlu mücadelenizin bundan böyle devam etmesi dileği ile yanınızda olduğumuzu belirtir, bağımsız, kişilikli ve ciddi bir devlet yönetimi anlayışının ülkemizde yerleştirilmesi konusunda başarılı olmanızı tüm içtenliğimizle ister, saygılarımızı sunarız" Bu mesaj içeriği, devrimci bir anlayışın ifadesidir.

Hoca, bu başkaldırısının bedelini ağır ödedi.

Başbakanlıktan istifa etmek zorunda kaldı.

Ancak, hocanın anlayışı yaşadı. Önemli olanda buydu.

Zaman ve zemini iyi bir şekilde değerlendirerek, bayrağı teslim alan öğrencisi Erdoğan tarafından en yüksek tepeye ulaştırıldı.

Aynı sıkıntıları ve daha fazlasını Erdoğan yaşadı.

Erdoğan hem çok iyi bir öğrenci ve hem de çok fevkalede bir lider…

Tarihi iyi tahlil eden, tekerrür ettirmeyen, ancak tarihten ders çıkaran bir dünya lideri...

Erdoğan. Erbakan’ın çok önemli bir eseridir.

Sayın Erdoğan’ı çok önemli şeyler beklemektedir.

Erbakan hocanın öğretilerinden hareketle İslami Ekonomik Sistemin temellerini gecikmeden atmalıdır.

Faiz, kapitalist sistemin temel taşıdır.

Faiz, islama göre haramdır.

İslam faiz yerine helal kazanç kodlarını vermektedir.

Sayın Erdoğan bu konunun acemisi değildir.

İslami ekonomik sistemin kodlarını çok iyi şekilde bilen birisidir.

Bu olay çok acildir.

Dünyadaki tüm emekçi insanlar aç ve açıkta kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır.

Biz de dünyanın bir parçasıyız.

Aynı ölçüde etkileneceğiz.

Geç kalındığı taktirde çözüm bulma şansımız kalmaz.

Yine ısrarla söylüyorum.

İslami Ekonomik Sistem tek seçeneğimizdir.

Ya modern köleciliği seçeceğiz ya da İslami Ekonomik Sistemin dünyada egemen olmasını sağlamak için mücadele edeceğiz.

Saygılarımla…

 

Bakmadan Geçme