Cumhuriyet ve tarih bilinci

Şahbettin Uluat yazdı...

Uzun yıllar önce, çalıştığım yüksekokulda bir dönemliğine görevlendirilmiş olduğum Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi dersinin ara sınavında öğrencilere tek bir soru sormuş ve herkesin kendi fikrini yazmasını istemiştim.

Öğrencilerin çoğu soruyu okur okumaz itiraz etmeye, seslerini yükseltmeye başladılar.

“Hocam bu ne!

 Hocam bu nasıl soru?

 Biz böyle bir şey görmedik, böyle bir konu işlemedik!

İşin doğrusu ben de böyle bir tepki göreceğimi hiç mi hiç düşünmemiştim.

“Arkadaşlar” dedim. “Lütfen sakin olun. Sorduğum soru için sizlerden belli ve özel bir yanıt beklemiyorum. Herkes kendi fikrini yazsın. Her fikri değerlendireceğim ve bana yanlış gelse de hakkını vereceğim. Sadece sakinleşin ve kendi samimi fikirlerinizi en fazla bir sayfa olacak şekilde yazın.”

Öğrencilerin çoğu bu açıklamamdan sonra başlarını önlerine eğip kâğıtta yazılı soruyu yeniden okurken birkaçının homurdanmaları bir süre daha devam etti, bir iki öğrenci boş kâğıt verip çıkmaya kalktı, ikna edip yerlerine oturttum. Hiçbir fikriniz yoksa siz de bildiğiniz bir konuyu yazın dedim.

O günlerde de bölgesel sorunlarımız vardı ve ben öyle bir dersin sorumlusu olarak gençlerin bazı konulara dikkatle eğilmeleri gerektiğini düşünüyordum. Sorum şöyleydi:

“Kurtuluş Savaşı olmasaydı şu anda üzerinde yaşamakta olduğumuz Türkiye topraklarının bu günkü hali ne olurdu? Buralarda nasıl bir yapılanmadan ya da yapılanmalardan söz edilirdi, niçin?”

Birkaç öğrenci büyük bir ciddiyetle önlerindeki kâğıtları doldururken bir kısmı bir şeyler yazıp siliyor, bir kısmı da çok düşünüyor, az yazıyordu.

Üç beş cümle karalayıp çıkmak isteyenlerden biraz daha oturup düşünmelerini rica ediyordum.

Sınav sonrası sınıftan çıkan öğrenciler arasında hayal kırıklığı yaşayanlar, ters köşe edildiklerini söyleyenler vardı.

Toplayabildiklerimi çevreme toplayıp kısa bir açıklama yapma gereği duydum ve yaptım.

Tarih dersinin önemli amaçlarından birinin tarih bilinci oluşturmak olduğunu, vatan, bağımsızlık, birlik ve beraberlik, Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyet kavramlarının önemli olduğunu; tarihin sadece ezberlenerek geçilecek bir şey olmadığını dilimin döndüğünce anlatmaya çalıştım. Anlayıp hak verenler oldu, anlamayanlar oldu, arkasını dönüp gidenler oldu.

Sınav kâğıtlarını değerlendirirken öğrencilerin yarıdan fazlasının birkaç cümle ya da paragraf yazabildiklerini gördüm. Geri kalanlar içinde çeşitli farklı yaklaşımlar ile samimi ve bir kısmı çok iyi değerlendirmeler vardı.

O sınavdan öğrenciler birer birer ne ders çıkardılar bilemem ama benim çıkardığım ders: konu yukarıda sayılan önemli kavramlar olduğunda muhatap olduğum gençlerimizin genel anlamda yeterince bilinçli olmadığı, bağımsız düşünüp sonuçlar çıkaramadığı oldu.

Her şeyin her an değiştiği dünyamızda o günden bu güne en az on yıl geçti, dışarıdan güdümlü Gezi Olayları, 15 Temmuz Darbe Girişimi ve benzeri olaylar yaşandı. Bunlar pek çok gencimizde birlik, bağımsızlık ve cumhuriyet bilincinin yükselmesini sağladı.

Tarih tekerrürden (tekrarlanmadan) ibarettir diyen büyüklerimiz önemli bir konuya işaret etmişlerdir.

Yüz yıl önce bu topraklar üzerine hesaplar yapıp, planlar kurup bizi yok etmeye, birbirimize düşürmeye çalışan ve Kurtuluş Savaşı ile ülkemizden kovulmuş olan yabancı güçler bugün de yeni ve farklı yol ve yöntemlerle emellerini gerçekleştirme peşindedirler. Yine bizi birbirimize düşürme, çatıştırma, parçalama hesapları yapmaktadırlar. Irak, Suriye, Afganistan, Yemen, Filistin, Ukrayna gibi ülkemizi de yangın yerine döndürebilmek için her yola başvurmaktadırlar.

Onlar kendi hesaplarına göre kendi refahlarına yönelik sömürgeci emellerini gerçekleştirirken ülkemizde de her inançtan, her kökenden, her renkten insanlar tıpkı yukarıda sayılan ülkelerdekiler gibi kan ve gözyaşıyla yoğrulacak, canından malından, yerinden yurdundan olacak; bu cennet vatan cehennem yerine dönecektir. O emperyalistlerin gözünde nasıl ki sayılan ülkelerdeki hayatını kaybetmiş, yaralanmış, umutsuz göç yollarına düşmüş insanların canlarının ve kanlarının bir değeri yoksa bizlerinkinin de yoktur.  İşin acı yanı bizim göç edip gidebileceğimiz ülke de yoktur.

Her cephede ve her kökenden, her bölgeden, her yaştan insanlarımızla verilmiş olan Kurtuluş Savaşının ve Mustafa Kemal’in daha iyi anlaşılması gereken zamanlardan geçiyoruz.

Cumhuriyet şemsiyesi altında ve birlik beraberlik bilincine en çok gereksinim duyduğumuz günlerden geçiyoruz.

Bizlere bağımsızlığın ve zaman içinde eşit yurttaşlığın kapılarını açan Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. 

 

Bakmadan Geçme