Çocuk anneler!

                               
Çocuk anneler diye mi başlık atacaktım, ya da çocuk köleler mi bilemiyorum... Konu o kadar hassas ki bir sürü çelişki (ikilem) yaşamamak elde değil.
İstanbul'da Unkapanı civarında Kadınlar Pazarı vardır. Eskiden burada esir kadınlar satılırmış. Zaman karanlığın üzerinden ışığını sürüp köle sistemi kalktıktan sonra ve gün bu günlere geldiğinde o pazaryeri Anadolu'nun her köşesinden gıda maddesi satılan yere dönüştürülmüş. Siirt'in bitümünden, Uşak'ın tarhanasına, Van'ın otlu peynirinden Şanlıurfa'nın isotuna kadar ne isterseniz bulabilirsiniz.
İstanbul'a her gittiğimde o pazara mutlaka uğrarım. Anadolu'nun tüm renklerinin pazarlandığı o yerde bazen kulaklarıma geçmişin dehlizlerinden yankılanarak gelen köle tüccarlarının iğrenç sesi dolar. Dünyanın dört bir yanından getirilen kadınların haraç mezat satıldığı o yerde içim ürperir. Çünkü o ses insan tacirlerinin iğrenç sesidir.
Düşününüz bizim ülkemizde tam 181 bin çocuk gelin var. Ve bir bakanlığımızın adı da Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı!
Partisi; "a", veya "z" partisi olabilir ama ben şahsen Fatma Şahin'in kadın lehine tavır ve eylemlerini, yaklaşımlarını beğeniyorum. Ancak istatistiklere yansıyan 181 çocuk gelinler için de etkin ve affetmeyen tedbirler alınması için de ivedilikle gereğini yapmasını öneriyorum. Çünkü Fatma Şahin bu ülkede Kadından Sorumlu Devlet Bakanı'dır. Yaşları 10'a kadar inen, çaresiz ve aciz bırakılmış, adeta satılmış kız çocuklarının günah ve vebali de öncelikle onun omuzları üzerindedir.
Devlet dediğimiz güç yetim, öksüz kalmış kız çocuklarına sahip çıkar. Onların istismarına izin vermez. Evlat olarak verildikleri aileleri de titizlikle izler. Yetimhanelerde, sığınma evlerinde olanları korur, gözetir. O yerlerde çalışanları sıradan insanlardan değil, eğitim görmüş, toplum sosyolojisinden haberi olan insanlardan seçer. Yatılı okulların sayısını, kapasitesini kimsesiz ve sahipsiz kalmış çocukların sayısallığına göre planlar.
Bütün bunları yaparken toplumsal hayatta söz sahibi olan öğretmen, imam, hemşire, doktor, muhtar ve hatta apartman yöneticisi gibi sorumluluk sahibi insanlarımızı bilinçlendirir.
Kız çocuklarını köleleştiren Berdel gibi töresel eylemleri yasaklar. Çocuk yaşı ile evlilik yaşını yasal olarak somut biçimde belirler. Televizyonlardaki kanalların Kamu Spotu altındaki bilinçlendirici duyurularına çocuk gelinler sorununu da ekler.
Ve yetkililer, Türk Ceza Kanunun 103.maddesindeki çocuğun cinsel istismarı gerekçeli dava açma hakkını kimsenin gözünün yaşına bakmadan ve asla affetmeden kullanır.
Bir kez daha altını çizerek yinelemek istiyorum!
Öğretmenlerimiz...
İmamlarımız...
Ebe ve hemşirelerimiz...
Doktorlarımız...
Muhtarlarımız...
Apartman yöneticilerimiz çocuk yaşta kızlarımızın evlilik kurumuna kurban verilmemesi için devletin yetkili birimlerini vicdani ve insanlık adına mutlaka haberdar etmelidir.
Lütfen unutmayalım! Yukarıda da sözünü ettiğim gibi söz konusu köle kızların sayısının çığ gibi büyümesinin tek engeli toplumsal sorumluluğumuzdur.

Bakmadan Geçme