Cebrail Sordu Peygamber Cevapladı

Vahiy meleği Hz. Cebrailaleyhisselam Hz. Peygamber Efendimize sallallahu aleyhi ve sellem insan suretinde gelerek İslam, İman, ihsan ve kıyametle ilgili konularda sorular sormuş, Efendimiz sorularını cevaplamıştır.

Buna ‘’Cibril Hadisi’’ denir. Peygamber Efendimiz sallalahu aleyhi ve sellem sahabeyle beraber bulundukları esnada bu olay vaki olmuştur. İslam dininin temel esaslarıyla ilgili soruları Peygamber Efendimiz cevaplarken, vahiy meleği Hz. Cebrail’in verilen cevabı tasdik etmesi ve orada bulunan sahabenin bu olaya şahit olması, müminler için dinlerini öğrenmeleri bakımından büyük önem arzetmektedir. Bu hadis-i şerif iki yolla bize ulaşmıştır. Bunlardan bir tanesi Hz. Ömerr adıyallahuanh efendimiz, ikincisi onun oğlu Abdullah B. Ömer radıyallahuanhdır. Abdullah B. Ömer hazretlerine kaderle ilgili sorulan bir soru üzerine ‘’Ben babamdan, oda Rasulullah’tan işittiğine göre Rasulullah, Hz. Cebrail’in sorduğu soruya cevap verirken imanın esaslarından bir tanesinin de ‘’kadere iman’’ olduğunu buyurmuştur.’’ demiştir.

Şunuda belirtmek gerekir kiHz.Cebrail’in bazı zamanlarda, Peygamber Efendimizin sevdiği sahabelerinden Dihye El-Kelbi şeklinde geldiği rivayet edilmektedir. Dihye El-Kelbi Peygamberimizin dine davet mektubunu Bizans imparatoru Heraklius’a hicretin 7. Yılı Muharrem ayında, Mayıs 628 tarihinde götüren sahabedir. Hz.Peygamber’inHeraklius’a gönderdiği mektubun aslı günümüze kadar ulaşmıştır.Dihye El-Kelbiradıyallahuanh daha birçok önemli vazifelerdede bulunmuştur.

Burada ise Hz.Cebrail sahabe içerisinde hiç kimsenin tanımadığı beyaz elbiseli, saçları siyah, üzerinde yolculuk eseri olmayan bir insan suretinde gelmiştir. Peygamber Efendimizin huzuruna gelmiş, ellerini dizlerine koymuş ve sorularını şöyle sıralamıştır.

İslam nedir ?sorusu üzerine Peygamberimiz ‘’İslam Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz.Muhammed’in onun peygamberi olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, haccetmektir.’’ buyurdu.

Gelen şahıs (Hz.Cebrail) ‘’Doğru söyledin’’ dedi. Hadisi rivayet eden Hz.Ömer ‘’Biz şaşırdık. Hem soru soruyor hemde cevabı tasdik ediyordu’’

İman nedir ?sorusunada Peygamberimiz ‘’İman Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe(cennet,cehennem,hesap,mizan vs.) ve kadere inanmaktır.’’ buyurdu.

Hz.Cebrail yine ‘’Doğru söyledin’’ dedi ve İhsan nedir ?diye sordu. Peygamberimiz ‘’İhsan, Allah’ı görüyormuş gibi ona kullukta bulunmaktır. Her ne kadar sen onu göremesende o seni görmektedir.’’ buyurdu.

Daha sonra kıyametin zamanı, ve kıyametin alametleriyle ilgili sorularada Peygamber Efendimiz cevap vermiştir. Sorularını soran (Hz.Cebrail) ordan uzaklaşınca Peygamberimiz sahabeye ‘’ Bunu tanıdınız mı ‘’ diye sorar. Sahabe ‘’Allah ve Resulü daha iyi bilir’’ dediler. Peygamberimiz ‘’Bu Cebrail idi. Dininizi öğretmek için geldi’’ buyurdular.

Bu hadis-i şerifde iman, islam ve ihsan açıklanmıştır. Bu yazımızda genel olarak  ihsanın mahiyetinden bahsedelim. Kur’an’ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinin ışığında arzetmeye çalışacağım.

İhsan

İyilikte bulunmak, işini en güzel şekilde yapmak, Allah’a ihlasla, samimiyetle, şaibesiz kulluk etmek anlamlarını taşımaktadır. Güzel olmak manasına gelen ihsan, bunu yapanadamuhsin denilmiştir. İhsan, AllahüTeala’ya karşı görevlerimizi ve insanlara karşı olan görevlerimizi en iyi şekilde yapmaktır. Kur’an’ı Kerim’de ihsan emredilmiş ve teşvik edilmiştir. Örneğin her Cuma günü hutbeyi veren hatip sonunda şu ayeti okur. ‘’Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.’’ (Nahl 90) Bazı müfessirlere göre ihsan her faziletli,erdemli, insanların hayvanların faydasına olan, bu ister malla olsun ister bedenle olsun ister ilimle olsun yararlı olan herşeyi içine alır.

Başka bir ayette ‘’Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.’’ (Bakara 83) buyurulmaktadır.

Ve yine bir ayette“Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.”(Kasas 77) buyurulmuştur.

Bu ayette Allah’ın sana iyilik yaptığı gibi senden iyilik yaptan maksat; sende Allah’ın kullarına iyiliktebulun. İyilikte(ihsanda) bulunanlara muhsin denir. Muhsinler övülmüştür.

‘’Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır.’’ (A’raf 56)

Peygamber Efendimizde ‘’AllahüTealaherşeyde iyiliği emretmiştir.’’ buyurmuştur. Başka bir hadistede kadınlarla ilgili Peygamber Efendimiz,‘’Hanımların haklarına riayet ederek, onlara iyi davranın’’ emretmiştir.

‘’Birisi Peygamber Efendimize geldi, ben iyilik veya kötülük yaptığımı nerden anlayacağım diye sordu. Peygamber Efendimiz sen çevrenden ve komşularından bu adam iyilik yapıyor diye duyarsan iyilik yapmışsındır. Eğer kötülük yapıyor diye işitirsen kötülük yapmışsındır demektir.’’

İhsanın dinin üç temel esaslarından biri olduğu bu hadistende anlaşılmaktadır. Müslümanın olgunluğu Rabbine karşı, yaratılmışlara karşı, çevresine karşı, komşularına karşı ihsanla (iyilikle)muamelesinden anlaşılır. Tasavvufun kaynağı ihsandır. Tasavvuf ise ihsan makamını muhafaza etmekten ibarettir.

Bakmadan Geçme