BİR 'YABANCI' GÖZÜYLE

Ne kadar uğraşırsanız uğraşın "bir yabancı" olarak anılmaktan  kurtulamasanız da bu şehirde, güzeldir Van…
Nedense  Van hep sizi, kendinden kurtulup gitmek isteyecek,  ne kadar kalırsa kalsın, eninde sonunda gidecek bir yabancı gibi görür.
Bundan dolayı… Bazen tereddüt ediyorum, "Yazmaya hakkım var mı?" diye…
Bazen, aslında çoktan kaybedilmiş bir şehirde zoraki misafir gibi hissediyorum kendimi…
Canım bugün Van güzellemeleri yazmak  istemiyor nedense…
Karamsarlığa hakkım var mı? Neden olmasın?
Depremden önce sürekli kötülenen, kendi yerlilerinin  bile ümidi başka yerde aramak için arkalarına  bakmadan terk edip gittikleri bir şehirde, asıl,   iyimser olmaya hakkım var mı?
Diyelim ki dayımın dükkânında kokladığım, çocukluğumun hatırlarına akraba, güneşi ballı ve denizi adam akıllı hülyalı bu kadim şehir, hakikatte nedir veya kimdir?
Hakikat, yalnızca içinde yaşanılan andan mı ibarettir?
Deprem mi tüketmiştir bu şehri, yoksa?.. Yoksa zaten bütün şehrin ruhu, yıllar evvel içinden  mi çekilmiştir? Biz şu anda sadece o ruhun mirasını hoyratça tüketen ve geride kalan kabukla avunan insanlar mıyız?
Çok ümitli sözler edilebilir bu şehre dair.
Dayım çekip gitmemiştir hiçbir yere meselâ ve muhtemeldir ki bu karamsarlığımdan ötürü beni dövesi gelecektir.
Ama sorun o değil galiba… Sorun bu şehrin, sözgelimi artık dayımı hak edip etmediğidir.
Sorun, şehre ruhunu ve adını verenlerin nereye ve nasıl itildiğidir… Ve belki asıl sorun artık bu ilkelliğe cevap verecek kişilerin hızla tükenmesidir.
Ve  belki bundan da beteri… Artık şehrin  ruhunu  son damlasına kadar sömüren ilkelliğe cevap vermek arzusunun tükenmesidir.
Bundan dolayıdır k… Elbet her şehri birileri kullanır ve sahiplenir… Biz "yabancılar" da gün gelir gideriz…
"Yabancılar" gidince mutlu olacaklarını sananlar, sormalıdır kendilerine: " Bu şehir bizi sahiplenecek mi?"
VAN HABERLER,HABERLER VAN

Bakmadan Geçme