BARIŞ'A DESTEK BÜYÜYOR

İlhan Siyahtaş
 Diyarbakır'daki Nevruz kutlamasında okunan Abdullah Öcalan'ın mesajına yönelik BDP İl Başkanı Musa İtah, Ziraat Odası Başkanı Lütfü Özgökçe ve VATSO Başkan Adayı Nejdet Takva gazetemize açıklamalarda bulundular.
75 milyon insanın beraber hareket etmesi gerektiğini ifade eden, Ekonomide Değişim Hareketi Tanıtımı ve VATSO eski Genel Sekreteri Necdet Takva, "Herkes üzerine düşeni yapmalıdır, bu memleketin okumuşları, şairleri, sanatçıları, edebiyatçıları, sıradan yurttaşları bile bu 30- 40 yıllık çatışmalı süreçten büyük zararlar ve büyük acılar çektiler. Sadece onların değil Türkiye'deki bütün muhalif anlayışlarının da bazı eksiklikleri de dile getirerek sürece katkı sağlamaları gerektiğini söylemek isterim" dedi.
Van Ziraat Odası Başkanı Lütfü Özgökçe ise, barışın biran önce ülkeye gelmesini istediklerini ifade ederek, "Hepimizin umudu o ki, artık silahların susması, barışın biran önce ülkemize gelmesidir temennimiz bu yöndedir. Bu atılan adımlar kardeşliğimizi pekiştirecektir, bundan hiçbir kuşkumuz yoktur" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Bdp İl EşBaşkanı Musa İTAH; PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan'ın PKK'nın silahlı güçlerinin sınır dışına çıkartılması yönündeki açıklamalarını Kürt sorununun demokratik temelde çözümü açısından tarihi olduğunu düşünüyoruz. 30 yıllık yaşanan çatışmalı sürecin Sayın Öcalan'ın açıklamalarıyla yeni bir döneme girmesi bizler açısından önemlidir. Sayın Öcalan'ın barışcıl yaklaşımı yeni değildir.

"HERKES OLUMLU DESTEK VERDİ"
Ekonomide Değişim Hareketi VATSO Başkan adayı Necdet Takva, Yapılan açıklamaya herkesin olumlu destek verdiğini belirterek, "21 Mart'ta Diyarbakır da Nevruz kutlaması ile yapılan açıklama ve mektubun karşılık bulduğu düşüncesindeyim. Yapılan açıklamaya karşılık kandildeki güçlerinde bu açıklamaya doğru şekilde yaklaşmaları olumluydu. Hem dünya basını ,hem ulusal basın hem de yerel basın, yapılan açıklamaya olumlu yönde destek verdi. Öncelikle, ekonomik olarak meseleye baktığımız zaman, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın yükselişe geçmesi bunun bir habercisidir diye düşünüyorum. Bu atılan adımın ekonomik olarak olumlu yönde etki yaptığını söyleyebilirim. Kısa sürede bu atılan adımın bölgemizin ekonomisine katkı sunacağına inanıyorum. Şunu örnek verebilirim; açıklamanın yapıldığı gün dünya borsaları yerinde sayarken, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası inanılmaz bir yükseliş yaşadı. Bunun da tabi özellikle çatışmalı ortam da bölgenin ticaretini çarpıtan görünüm ortadan kalkmış gözükecektir. Diyarbakır nevruzunda yapılan açıklama sosyal olarak da yasal olarak da ve ekonomik olarak da ciddi katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu oluşan hava herkesin üzerinde olumlu gelişmeler yaratmaktadır ve kendimizi yeniden tanımlamamıza yol açacaktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla kurumlar, bireyler, bu meselenin yürütücü konumunda ki hükümetin, devlet güçlerinin aynı şekilde silah bırakmakla gündeme gelen PKK ve bağlantılı unsurlarının da bu sürecin sağlıklı bir şekilde provokasyona mahal vermeyecek düzeyde doğru algılanmasını gerekli kılıyor. Herkesin kazançlı çıkabileceği bir süreç başlamıştır. Bu tür süreçlerde bazı güçlerinde olumsuz yönde tepkileri olacaktır. Ama önemli olan onlarında bu sürece dahil edilerek ikna edici ve kazançlı tarafta durmaları yönünde ikna edilmeleridir. Bu sürece olumsuz yönde tepki verecek olanların yaratacağı olumsuz havanın giderilmesi için alınacak tedbirlerde acele edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkes üzerine düşeni samimiyetle, özgüvenle içtenlikle yaratılan bu olumlu havanın ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel anlamda olumlu havanın sürdürebileceğini ve gelişerek artabileceği kanaatimiz mevcuttur. Özellikle bundan en çok etkilenen bölgemiz olmasından dolayı bizim sürece en çok katkı sunmamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.
"75 MİLYON BİRLİKTE HAREKET ETMELİ"
Takva, bölgenin kalkınmaya ihtiyacının olduğunu belirterek, "Bu bölgenin barışa, huzura ve özellikle kalkınmaya en çok ihtiyacı var. Anlayışımızı bu şekilde çerçeveleştirirsek, olabilecek aksi düşüncelerinde kısa zamanda daha iyimser bir ortama dönüşeceği kanaatindeyim. Geçmişte yaşadığımız nevruz süreçlerinde yaratılan olumsuz havanın en azından Van'da 17 Mart'ta kutlanmasıyla birlikte tüm bölgede kutlama biçiminin de yeni bir anlayış ve yeni bir ortaklaşma alanına sebebiyet verdiğini gözlemledik. Bu tür gelişmeler hepimizi mutlu etmiştir. Özellikle bu sürecin sağlıklı bir nihayete ermesinde hiçbir sorumluluğun mevcut hükümete, BDP'ye yüklenmemesi gerekiyor. 75 milyon insanın ortaklaşa düşüneceği bir ortak aklında mutlak suretle yaratılması gerekir. Herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Bu memleketin okumuşları, şairleri, sanatçıları, edebiyatçıları, sıradan yurttaşları bile bu 30-40 yıllık çatışmalı süreçten büyük zararlar ve büyük acılar çektiler. Sadece onların değil Türkiye'de ki bütün muhalif anlayışlarının da bazı eksiklikleri de dile getirerek sürece katkı sağlamaları gerektiğini söylemek isterim. Yani 75 milyonun ortaklaşabilecek bir ortam olur inşallah. Özellikle yerel basının da göstermiş olduğu duyarlılığı ve çevrelerden aldığı intibayı olumlu yansıtmaları yönünde ciddi görevler üstlendiğini söyleyebilirim. Bu konuda da VANSESİ GAZETESİ'ne çabalarından dolayı teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"YAŞANAN ACILARI UNUTACAĞIZ"

Van Ziraat Odası Başkanı Lütfü Özgökçe ise, atılan adımların kardeşliği pekiştirdiğini belirterek, "Bu barış süreci ve atılan adımlar ülkemiz için hayırlı olur inşallah. Hepimizin umudu o ki, artık silahların susması, barışın biran önce ülkemize gelmesidir temennimiz bu yöndedir. Bu atılan adımlar kardeşliğimizi pekiştirecektir. Bundan hiçbir kuşkumuz yoktur. Bu atılan adımlarla birlikte geçmişte yaşanan acıları unutmuş olacağız. Akan kanın artık durması gerekir ve yerini barışa bırakmak gerektiğini düşünüyorum. Bu süreci başlatan herkese teşekkür ediyorum. Bu atılan adım barışın ilk adımıdır. Bunun devamının geleceğinden hiçbir şüphemiz yoktur. Bizim isteğimiz de bu atılan adımların arkası gelsin. Türk ve Kürt kardeşliği daha da pekinleşsin. Artık ülkemizde hiçbir ayrım yapılmadan halkların kardeşliği, halkların beraberliği daha da sağlamlaşsın. Bu atılan barış adımları bizim için çok önemli gelişmelerdir. Bizler artık ülkemizde ve ilimizde huzurun oluşmasını temenni ediyoruz" dedi.
"BU SÜRECİN ARKASI GELMELİ"
Özgökçe, bu atılan adımların bölgeyi de etkileyeceğini belirterek, "Özellikle bu barış süreci bölgemiz adına olumlu gelişmeler yaşanmasına vesile olur ve büyük yatırımcıların gelip bu bölgelere yatırım yapmalarını sağlar. Bölge ekonomisi içinde çok gerekli ve yerinde bir adımdır. Artık bölgenin yatırım ve kalkınma adına önü açılacaktır. 30 yıldan beridir bu kargaşadan dolayı bölgemiz ve ilimiz çok zarar görmüştür. Bu barış ortamından sonra bölgemize bir güven gelecektir. Güven geldikten sonra da yatırım gelecektir ve bölgemiz kalkınacaktır. Köylülerimiz ve çiftçilerimizden bu yönde kalkınmadan faydalanacaklarını düşünüyorum. En çok zarar gören kesim olduklarından dolayı köylümüz ve çiftçimize kalkınma sağlayacaktır. İnşallah bunun arkası gelir ve barış, kardeşlik, huzurlu bir ortamda hep beraber, kardeşçe ülkemizde hep beraber yaşayalım diyorum" ifadelerini kullandı.
Van Ziraat Odası Başkanı Lütfü Özgökçe, Abdullah Öcalan'ın mektubunda vermiş olduğu mesajların barış için bir adım olduğunu ifade ederek, "Artık bölgenin önü açılmıştır ve bunun arkasının geleceğine inanıyoruz" dedi.
Lütfü Özgökçe, önceki gün Diyarbakır'da gerçekleştirilen Nevruz etkinliğinde Abdullah Öcalan'ın mektubunun okunmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bunu hep beklediklerini ve hep umut içerisinde olduklarını ifade eden Özgökçe, bu girişimlerle birlikte akan kanın duracağını kaydetti. Barıştan hiç kimsenin zarar görmediğini anlatan Özgökçe, "Bu barışın ilk adımıdır ve herkes mutlu, herkes sevinç içerisindedir. Bunun arkasının gelmesi gerek.
Türk-Kürt kardeştir ve bu coğrafyada hep birlikte et-tırnak gibi ayrılmaz bir bütün olarak yaşamıştır. Kimsenin iki tarafı ayrıştırma gibi bir hakkı ve lüksü yoktur. Bu süreçten çok umutluyuz ve bunun ticaretin ve yatırımın da önünü açacağına inanıyoruz. Bir huzur ve refah ortamı oluşacaktır. Geçmiş dönemlerde bölgemizin ekonomisi hep sıkıntılar çekmiştir ve bunu en çokta ilimiz yaşamıştır. Ama bu süreç hem bölgemize hem ilimize yatırımların gelmesine sebep olacaktır. Özellikle köylü kesiminin bu konudaki sevinci bambaşkadır.
 Bu süreci başlatanları ve buna destek verenleri yürekten kutluyorum. Bu barışında biran önce pekiştirilmesi için arkasının mutlaka gelmesini bekliyoruz" dedi.
BDP VAN İL EŞBAŞKANI MUSA İTAH:

PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan'ın PKK'nın silahlı güçlerinin sınır dışına çıkartılması yönündeki açıklamalarını Kürt sorununun demokratik temelde çözümü açısından tarihi olduğunu düşünüyoruz. 30 yıllık yaşanan çatışmalı sürecin Sayın Öcalan'ın açıklamalarıyla yeni bir döneme girmesi bizler açısından önemlidir. Sayın Öcalan'ın barışcıl yaklaşımı yeni değildir. Hatırlandığı gibi 1993 yılından beri tek taraflı ateşkes süreçleri yine Sayın Öcalan'ın girişimleri ve açıklamalarıyla başlatılmış 1999 ise PKK'nin silahlı güçleri yine Sayın Öcalan'ın açıklaması üzerine sınır dışına çıkmıştı. Ancak bu süreç ilgili hükümetler Sayın Öcalan'ın bu açıklamalarına duyarlılık göstermemiş barış yerine savaşı sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Sayın Öcalan yine böyle bir süreci başlattı. Ülkemiz Kürt sorunundaki çatışmalı süreçlerden kaynaklı önemli düzeyde can ve mal kaybına uğramıştır. Yaklaşık 30 bine yakın canımızı yitirdiğimiz gibi ülke ekonomisi de büyük bir darbe almıştır. Türkiye bu çatışmalı ortamda ısrar ederse yaşanacak can ve mal kaybının kat be kat daha fazla olacağını düşünüyoruz. O yüzden Sayın Öcalan'ın yaptığı bu tarihsel açıklamasına karşın çözümü getirecek düzeyde bir girişimde bulunulmalı. Hükümet kendisine uzatılan bu barış eline gereken duyarlılığı göstermelidir. Bunun için silahlı ve siyasi operasyonlara son vermelidir. 
Bu sorun ülke genelinde ve ilimiz nezdinde kendini en ağır bir şekilde hissettirmiştir. Van'a binlerce insan çatışmalı ortamdan dolayı göç etmiş. Yoksulluk had safhaya ulaşmıştır. İlimiz insanı güvenlikçi politikaların sonucu mağdur edilmiş, işkenceye uğramış,travma yaşamıştır. Sayın Öcalan'ın yaptığı açıklamalar zamanında karşılık bulsaydı elbette bu sonuçlar bu kadar ağırlaşmaz, ülke hem demokrasi açısından hem de ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir rahatlama dönemi yaşayacaktı. Ancak bunun için de geç kalınmış değildir. Şimdi yeni bir dönem başlatılmış hükümet ve ilgili kurumlar bu yeni dönemin sorumluluklarını yerine getirmek için zaman kaybetmeden gereken adımları atmalıdır. Kürt sorunun çözülmesi sadece Kürt halkına değil ülkemizde yaşanan herkes açısından büyük bir kazanım olacaktır.

Bakmadan Geçme