Ak Partili Arınç: Dağa çıkanları anlamak gerekir

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “80’den sonra Diyarbakır Cezaevi’nde zulümler yapılırken, Kürtçe konuşmak yasakken, işkencenin bini bir parayken, her şeylerini kaybetmiş insanlar eğer çıkıp dağlara kaçmışsa, intikam almak istiyorlarsa onları da anlamamız gerekir. 'Benim şahsıma bu zulümler yapılmış olsaydı ben de belki dağa çıkardım' diye isyan ettiğim günler oldu” dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “80’den sonra Diyarbakır Cezaevi’nde zulümler yapılırken, Kürtçe konuşmak yasakken, işkencenin bini bir parayken, her şeylerini kaybetmiş insanlar eğer çıkıp dağlara kaçmışsa, intikam almak istiyorlarsa onları da anlamamız gerekir. 'Benim şahsıma bu zulümler yapılmış olsaydı ben de belki dağa çıkardım' diye isyan ettiğim günler oldu” dedi.
Bugün ölen saatlerinde Van’a gelen Bülent Arınç, partililerle birlikte Çaldıran ilçesine geçti. Cumhuriyet Caddesi üzerinde toplanan kalabalığa hitap eden Arınç, tarihin yazıldığı Çaldıran’a gelmenin kendisi için büyük bir mutluluk olduğunu söyledi. Arınç, “Bugün Nevruz'dur. Dün Diyarbakır’da bugün de Van’da kutlanıyor. Nevruz bizim geleneğimizdir, dostluk, barış, baharın gelişi demektir. Eski gelenekler var, töre var ama bizim için Nevruz güzellikler, iyilik, dostluk, barış ve kardeşliktir. O yüzden Çaldıranımızın Nevruz'unu kutluyorum” dedi.

“ÜLKEMİZDE BARIŞ VAR”
Bugün güzel bir havada konuştuklarını ifade eden Arınç, “Ülkemizde barış var. 1,5 yıla yaklaştı. Artık terör bitsin, silahlar sussun, cenazeler gelmesin ve memlekette Kürt'üyle Türk'üyle birbirinin kucağında şehit olanlar, birbirini vurmasınlar, dostça yaşayalım dedik. Çözüm sürecini en çok destekleyenlerden biri benim. Kürt kardeşlerimin kahramanlığını takdir eden bir insanım. Beni çok suçladılar. Beni çok suçlayanlar, Kürtlerin varlığını inkar edenler, reddediyorlardı, inkar ediyorlardı, ‘Kürt yoktur’ diye hikaye uyduruyorlardı. Kürsüye çıktım, bu topraklarda bin yıldır Kürt kardeşlerim var. Onlar dindar, vatansever insanlardır. Bizim kardeşlerimizdir, dedim. 80’den sonra Diyarbakır Cezaevi’nde zulümler yapılırken, Kürtçe konuşmak yasakken, işkencenin bini bir parayken, her şeylerini kaybetmiş insanlar eğer çıkıp dağlara kaçmışsa, intikam almak istiyorlarsa, onları da anlamamız gerekir. 'Benim şahsıma bu zulümler yapılmış olsaydı ben de belki dağa çıkardım' diye isyan ettiğim günler oldu. Çok şükür isyan etmedik, dağa çıkmadık, elimize silah da almadık. Bize de haksızlık yapıldı. Herkese haksızlık yapıldı. Bizim de inancımıza, aile şerefimize, başörtüsüne hakaretler yapıldı. Gönlümüzden isyanlar geçirdik ama her zaman demokrasi yoluyla çözüleceğini ifade ettik. Kürt kardeşlerimi çok iyi tanıyorum. Diyarbakır, Van binlerce yıl öncesinden bu yana inancımıza sahip çıktı. Büyük insanlarımız buradan yetişti. Said-i Nursi’lerden en değerli maneviyat sultanlarımız buradan yetişti. Hamdolsun bizler onların evlatlarıyız” dedi.

“HİÇBİR HÜKÜMET ÇÖZÜM SÜRECİNE CESARET EDEMEDİ”
Silahlar sussun diye Nevruz'da verilen mesajların yerini bulmaya başladığını belirten Arınç, “Bu yıl da tekrarlandı. Terör olayları yok. Münferit olaylar oluyor ama geçmişte olduğu gibi silahlı, mayınlı olaylar artık son buldu. Biraz daha sabır. İnşallah çözüm sürecini sabote etmek isteyenlere karşı çıkılırsa o zaman bu topraklarda çiçeklerin açtığı, insanların huzur içinde yaşadığı bir toprak olacak. İki cümle söylemek istiyorum. Baldıran zehri içerek bu işin sonunun hayırlı olmasını diliyorum. Hiçbir hükümet çözüm sürecine cesaret edemedi. Sadece Özel yapmak istedi ama ona da izin vermediler. Binlerce insanın kanının döküldüğü, herkesin ağıtlar yazdığı bir Türkiye’de, 'Ben çözüm sürecine sahip çıkacağım' demek cesaret ister. Bugün de hiçbir parti AK Parti kadar samimiyetle durmuyor. Elbette BDP siyasi partidir, onun milletvekilleri de çözüm sürecini destekliyorlar. Zaman zaman yaptıkları davranışlarla zor şeyler söylüyorlar, kabul edilmesi zor şeyler söylüyorlar ama, 'Sabrın sonu selamet' diyoruz. Sabrın meyvesi tatlıdır” şeklinde konuştu.

Bakmadan Geçme